Ozan Kul Kemal'den Şiirler
ATATÜRKÜN DEVRİMLERİ VAR İKEN
Kimse bizi döndüremez
dönmeyiz
Atatürk'ün devrimleri var iken
Meşaleyiz ilelebet
sönmeyiz
Atatürk'ün devrimleri var iken
Aslan varken
baş seçilmez kediden
Medet beklenirmi cinden cadıdan
Biz
fetva almayız kara kadıdan
Atatürk'ün devrimleri var iken
Ant içtik halkımla binlerce kere
İnmez bayrağımız göklerden yere
Güneşe dikeriz yerine göre
Atatürk'ün devrimleri var iken
İlim icat eder ineriz öze
Uydudan uyduya salarız füze
Cihana
hükmetmek az gelir bize
Atatürk'ün devrimleri var iken
Demokratik çağdaş uygar her işi
Çağına yön veren bilge er kişi
KUL KEMAL istemem başka görüşü
Atatürk'ün devrimleri var iken
26.5.2004
USANDIM
Şu ömrümü yaktım körü körüne
Boş hayaller kura, kura
usandım
Yandı bağrım bir güzelin narına
Dizlerime vura, vura
usandım
Ne gönlümü aldı ne sohbet eder
Dinlemez derdimi
bırakıp gider
Olmaz olasıca şu kötü kader
Boynum eğri dura,
dura usandım
Nere gitsem vicdansızın elinden
Duyamadım
tatlı kelam dilinden
Selam sordum mektupların pulundan
Yüzlerime süre, süre usandım
KUL KEMALİM güldürmedi yüzümü
Huri kılman dertli yazmış yazımı
Ayar verip perdelerken sazımı
Tellerini kıra, kıra usandım
3.2.2002
YETİŞ PİRİM ALİ YETİŞ
Bize kurşun
sıkıyorlar
Yetiş pirim darda kaldık
Asıp kesip yakıyorlar
Yetiş pirim narda kaldık
Zalimin zulmü artıyor
Zincir
kolumu kertiyor
Feryat fezayı yırtıyor
Yetiş Pirim zarda
kaldık
Zordayız kanlı Sivas'ta
Kızgın güneş can telaşta
Yandık kavrulduk ataşta
Yetiş pirim korda kaldık
İnsanlık yok bu yobazda
Yükseliyor dertler sazda
Gayrı sabır
bitti bizde
Yetiş pirim zorda kaldık
Hemi yaktı hemi
astı
Yetmez deyip kelle kesti
KUL KEMALİ efkar bastı
Yetiş pirim derde kaldık
4.7.1993
YAVAN KALDIK
Çökeleği
küflendirme
Yolla Baba yavan kaldık
Mercimeği bitlendirme
Yolla Baba yavan kaldık
Bulguru çek ince kalsın
Pıt pıtısı ayrı gelsin
Peynir
yoğurt turşu olsun
Yolla Baba yavan kaldık
Fasulyeyi yumadan Sal
Kendinize komadan Sal
Bir kez
bile yemeden sal
Yolla Baba yavan kaldık
Tavuk sana horoz bana
Gönder ki can gelsin can
Keçi
koyun kuzu dana
Yolla Baba yavan kaldık
Çoluk çocuk düştük halden
Yumurtayı topla foldan
Tere
yağdan sızma baldan
Yolla Baba yavan kaldık
Kara üzüm kurusunu
Doldur çuval yarısını
Kavun karpuz
irisini
Yolla Baba yavan kaldık
Sayımıza göre ferik
Elma armut kaysı erik
Kiraz vişne
salsan yerik
Yolla Baba yavan kaldık
Gözüm kalır yağlı aşta
Odun kömür lazım kışta
Mantı
kesip doldur teşde
Yolla Baba yavan kaldık
KUL KEMALİM
eksik bitmez
Ben gelemem karım gitmez
Gıram noksan salsan
yetmez
Yolla Baba yavan kaldık
11.06.1988
CANIM KAYNADI
Nolur sun kınama
canım kaynadı
Sarılasım geldi beline Dilber
Yüreğim çırpındı
kanım oynadı
Gönlümü hoş eden diline Dilber
Ok kirpiğin
ile bağrımı deldin
O nasıl bakıştı canımı aldın
Gaipten mi
doğdun nereden geldin
Kapıldım gidi yom seline Dilber
Okşadı zülfünü seherin yeli
Dudağının alı soldurdu gülü
Seni
anlatıyor bülbülün dili
Övgüler diziyor yoluna Dilber
Güneş kıskanıyor yüzünü senin
Melek kıskanıyor özünü senin
Ceylan kıskanıyor gözünü senin
Nazar kılma nolur kuluna Dilber
KUL KEMALİM derki yaktın içimi
Yükledin gidi yom dertle
göçümü
Haddimi aşı yom affet suçumu
Takılıp yürüsem koluna
Dilber
20.06.2002
TİPİ TİPE BENZEMİYOR
Sakal ile saç karışmış
Tipi
tipe benzemiyor
Başındaki Sal kırışmış
Kepi kepe benzemiyor
Her gördüğü yöne akar
Haksız iken haklı çıkar
İçine ney
koysan kokar
Küpü küpe benzemiyor
Bilir bilmez durmaz
öter
Huyu var ki itten beter
Kuskunundan üste atar
Köpü
köpe benzemiyor
Danamız var beş yüz elli
Kurt yemezse
sayı belli
Oynaması çifte telli
İpi ipe benzemiyor
KUL KEMALİM don yamalı
Buna başka ne demeli
Doktor sahte
diplomalı
Hapı hapa benzemiyor
7.7.2002
GENÇLERDEN
Güneş gibi doğacaklar
Ümitliyim bu
gençlerden
Karanlığı boğacaklar
Ümitliyim bu gençlerden
Kızıl günü andıracak
İlmi hızla döndürecek
Tüm acıyı
dindirecek
Ümitliyim bu gençlerden
Ne satılır uşak olur
Ne sorumsuz kuşak olur
Filizlenir başak olur
Ümitliyim bu
gençlerden
Meşaleyi yakacaklar
Saltanatı yıkacaklar
Aydınlığa çıkacaklar
Ümitliyim bu gençlerden
KUL
KEMALİM halkı ezen
Nifak sokup huzur bozan
Devrilecek çarpık
düzen
Ümitliyim bu gençlerden
3.8.2002
HALAY
Unum kaldı elekte
Çocuk bakar belekte
Tuttum yarin elinden
Halay çektik
dölekte
Çibilik vura,vura
Maniler kura,kura
Yar
oynadı ben baktım
Gerdanı kıra,kıra
Gül desem gülden
nazik
Çiğdeme benzer fizik
Baktıkça göz kamaşır
Gerdanda
düğme çözük
Bir sardım bir sarıldı
Dişim kaçtı darıldı
Kendimizden geçmişiz
Bel bağımız kırıldı
KUL KEMALİM
durulmaz
Sevda baştan ırılmaz
Sevdiğin gel,gel derde
Nasıl beden sarılmaz
24.9.2002
SÜRMELEYİP KAŞINI
Sürmeleyip kaşını
Tutar halay başını
Toy gibi ürkek bakar
Kişifler gardaşını
Bel bükerken narinden
Nazar bekler
yarinden
Hoptur,hoptur hoplarken
Cicik çıkar yerinden
Küpeler sallanıyor
Yanaklar allanıyor
Kiraz oldu dudaklar
Emdikçe ballanıyor
Haber saldım sazınan
Çağırdı
avazınan
KUL KEMAL yola düştü
Tavuk ile kazınan
20.9.2002
TAŞINAN BENİ
Şu sineme
kurşun işlemez derdim
Cahil yaraladı taşınan beni
Benden
zayıf ile güreşe girdim
Yıkmaya çalıştı tuşunan beni
Ömrüm duvarını çileli ördüm
Mastara dokunan helikler gördüm
Şakülüme ince ayarı verdim
Yaşam oyaladı düşünen beni
Onca acıları bastım döşüme
Örterim sırrımı vermem dışıma
Zemheride dişim değmez dişime
Yokluk üşütüyor kışınan beni
KUL KEMAL yürürüm yolumdan şaşmam
Kaybedip kendimi gaflete
düşmem
Alime danışır cahile koşmam
Zehirler yediğim aşınan
beni
24.10.2002
BİR GÜL
Yar sinenden mahrum koyma
Ak gerdana döşe beni
İnce bele sarda cayma
Muhtaç etme düşe beni
Gençliğimi
eritmeden
Başı duman bürütmeden
Sala camı yürütmeden
Verme kurda kuşa beni
Dinle no'lur son arzumu
Sunayım
sana arzımı
Senin olsun al ırzımı
Kabul eyle eşe beni
El sözüne bakmayasın
KUL KEMALİ yakmayasın
Darbe vurup
yıkmayasın
Benzetme gel keşe beni
17.11.2002
DİVANE GÖNLÜM
Çektiklerim yeter
divane gönlüm
Nerde güzel görsen sarkar durursun
Laf at
desem dilin dişin kitlenir
Sille yemiş gibi korkar durursun
Güzel görsen bakınırsın peşine
Hayran olup kirpiğine kaşına
Lokma olam dersin inci dişine
Verilen buseden ürker durursun
KUL KEMALİ işte böyle bezdirdin
Derde koydun çile ile
gezdirdin
Kapanmış yaramı yoldun azdırdın
Şu deli gönlümü
burkar durursun
26.11.2002
SİTEM
Sevmiyorsun diye sitem
edersin
Sanma sana sevgim az kara güzlüm
Nazlanırsın laf
etmeden gidersin
Ne zaman küsüştük biz kara gözlüm
Çarpılırım baksam ela gözüne
Deli gönlüm yanar aşkın közüne
Söyleyemem dilim tutmaz yüzüne
Divanında titrer diz kara gözlüm
Ne mağrurum nede yoldan düşkünüm
Bir aşk biçaresi seven
şaşkınım
Derya misaliyim çağlar coşkunum
Dayanmaz bu derde
öz kara gözlüm
Doğmuşmudur senden güzel anadan
Gelip
giden var mı ahir binadan
Geçilirmi senin gibi sunadan
Anlatmaya yetmez söz kara gözlüm
KUL KEMALİ yaraladın
derinden
Kara kaştan ela gözden birinden
Alev aldı sinem her
bir yerinden
Yakar yüreğimi köz kara gözlüm
14.02.2003
YANAĞI ALLI YARİN
Gülünce güller
açar
Yanağı allı yarin
Dilleri şerbet saçar
Dudağı ballı
yarin
Saçlar bele dökülür
Kıvrım kıvrım bükülür
Böyle incecik bele
Sarsam diye bakılır
Poşusu başa
uymuş
Kirpikler kaşa uymuş
Yar takmış takıştırmış
Boncuklar döşe uymuş
Karalıyım karalı
Yürek yandı
yaralı
Sormayın KUL KEMALİ
Yaralı yar vuralı
2001
GÜZELE BAKIN
Nasıl esirgeyim şundan
canımı
Şu giden güzelin boyuna bakın
Bağlamış poşuyu
çeşmeden gider
Elinde helkeler suyuna bakın
Sevdalandı
gönül düştü peşine
Kirpik siper olmuş kara kaşına
Tutuştum
yanarım aşk ateşine
Meleğe benzemiş soyuna bakın
Rüzgar
vurdu döşten düğme açıldı
Ak gerdandan top zülüfler saçıldı
KUL KEMALİM ceylan gibi seçildi
Melek gibi mazlum huyuna bakın
2002
SİZDEN ALDIM YARAYI
Darbe
yedim döşümden
Gözden aldım yarayı
Aklım gitti başımdan
Sözden aldım yarayı
Nişan alıp gözledi
Ok kirpiğin
gizledi
Yandı kalbim sızladı
Özden aldım yarayı
Kirpiğinin oh undan
Bir göz kırptı yahından
Yandı yürek
ahından
Nazdan aldım yarayı
Aşk zehirli ok dedi
Çareside yok dedi
Senin derdin çok dedi
Kızdan aldım yarayı
KUL KEMALİM nederim
Buymuş derim kaderim
Seme sarhoş
giderim
Sizden aldım yarayı
2003
DERDİM YİNE DEPREŞİYOR
Bardağı boş
koyma hancı
Derdim yine depreşiyor
Yüreğime vurdu sancı
Yanar gibi kıpraşıyor
Gitti canan geri gelmez
Çektiğimi
sanki bilmez
Kaç zamandır yüzüm gülmez
Günden güne
hepleşiyor
Melek gibi yüzü vardı
Badem gibi gözü vardı
Meftun eden sözü vardı
Dert sinemde dipleşiyor
Şu alemi
yakar ahım
Böyle bir dert vermiş şahım
Yarin gözü kıble
gahım
Yüreğime saplaşıyor
Azırayil gelsin diye
KUL
KEMALİM ölsün diye
Şu yüzümüz gülsün diye
Rakiplerim
hoplaşıyor
7.3.2003
SENİ BEKLERKEN
Kaçıncı güz geçti seni
beklerken
Saçlarıma aklar düştü sevdiğim
Yaslanıp durduğun
yeri koklarken
Kan ağladı gözüm şişti sevdiğim
Üşütüyor
amma kışın sovuğu
Biraz duldalıyor ağaç kovuğu
Gayri gelse
diye şunun yavuğu
Acıyan yardıma koştu sevdiğim
Kimi
zaman rüyalarım süsledin
Omsuzuma başın eğip yasladın
Ak
gerdandan buse verdin besledin
Uyandım ki yatak boştu sevdiğim
Gelir diye çok bekledim bilmedin
Selam umdum onu bile
salmadın
Ömrüm bitti bekliyorum gelmedin
Sinem ateşinle
pişti sevdiğim
Canın sağ olsunda istersen gelme
Çok
mutluyum zannet derdimi bilme
Aşkından ölsem de üstüne alma
Derdim dağarcıktan taştı sevdiğim
KUL KEMAL pencere önünde
yerim
Aşkımız gönlümde gizli bir sırrım
Ümitsiz deyilim
gelecek derim
Aklım son zamanda şaştı sevdiğim
9.4.2003
GÖRMEZ OLAYDIM
Bir azgın yüzülen
geçtin yanımdan
Kör olaydı gözüm görmez olaydım
Sanki
ciğerimi yoldun canımdan
Yanaydı yüreğimi vermez olaydım
Hasret kaldım sohbet ile meşkine
Onun için koşup geldim köşküne
Nedir bu çalımın Allah aşkına
Kırıla ayağım varmaz olaydım
KUL KEMALİ hayatından bezdirdin
Seme sarhoş şu alemi gezdirdin
Derman dedim yaralarım azdırdın
Verdiğin ilacı sürmez olaydım
2003
GÖZÜN DÜNYA
Yaşamanın tadımı var
Kör olaydı gözün dünya
Hoş görünün adımı var
Kızarmıyor
yüzün dünya
Yiyecekler hormondandı
Dertlerimiz
harmanlandı
Ecelimiz fermanlandı
Çürük imiş özün dünya
Savaş savaşın üstüne
İnsan insanın kastine
Güvenmiyor dost
dostuna
Yalanımış pozun dünya
Başa koyduk azanları
Muhbirle dik yazanları
Yaktı bükün ozanları
Adam olmaz yozun
dünya
KUL KEMALİM gönlüm üzgün
Pençe yedim yaram azgın
Ben serçeyim eller kuzgun
Böyle miydi sözün dünya
9.5.2003
VER ALLAHIM
Bir hatunla duramam ben
Ver Allahım bir daha ver
Esmer sarı aramam ben
Ver Allahım
bir daha ver
Yazlık yolla birisini
Şöyle göğsü irisini
Salma elin karısını
Ver Allahlım bir daha ver
Kışlık
etli butlu olsun
Arabalı katlı olsun
Dillerde tatlı olsun
Ver Allahlım bir daha ver
Hantal sanma diriyim ben
Gözü
doymaz biriyim ben
Güzellerin yariyim ben
Ver Allahlım bir
daha ver
KUL KEMALİ mahrum koyma
Hatırına No'lur kıyma
Biri iki üçü sayma
Ver Allahlım bir daha ver
2003
DİLBER
Ateşinle yaktın beni
Közün
düştü yüreğime
Afetinle yıktın beni
Yüzün düştü yüreğime
Dudağını al etmişsin
Öpülesi bal etmişin
Bizim evi yol
etmişin
İzin düştü yüreğime
Salınarak akışların
Yüzde benli nakışların
Öldürüyor bakışların
Gözün düştü
yüreğime
Havalandın gökte uçtun
Gerdanını yele açtın
Bir kuş gibi gelip geçtin
Sızın düştü yüreğime
KUL
KEMALİ yaktın nara
Gönlüm ezik bağrım yara
Cefa etme dur bin
kere
Hüzün düştü yüreğime
2003
AĞAÇ GÖLGESİ
Bir ağaç gölgesi serin
bir köşe
Huzur verir bana çöktüğüm zaman
Yağlı yavan demem
bir küçük şişe
Kendime getirir çektiğim zaman
Hayalimde
sevdiğimi düşlerim
Destan yazar notalara işlerim
Şu dünyanın
nimetini boşlarım
Yarin gözlerine baktığım zaman
Yarim
aslı olur bende keremi
Dili mel hem gibi sarar yaremi
Derdi
olan çeviriyor yöremi
Sazımla meydana çıktığım zaman
Düşündükçe hüzün kaplar içimi
Dertlerimden yoluyorum saçımı
Soruyorum yaratana suçumu
Derya deniz gibi aktığım zaman
KUL KEMALİM yine dokundum saza
İnleyen nameler öz verdi söze
Sicim gibi yaşlar dizilir göze
Sel basar cihanı döktüğüm zaman
11.6.2003
BİR DİLBER
Bir dilbere bakıp
seyrine daldım
Yüreğim oynadı yerinden sandım
Şöyle bir
irkildim kendime geldim
Yara aldı sinem derinden sandım
Gözlerine bakmak ile doyulmaz
Bakan insan sok geçirir ayılmaz
Solar diye ellemeye kıyılmaz
Yer yüzü ağardı nurundan sandım
Yüce Mevla'm bunu yaratmış nurdan
Gören insan yanıp
kavrulur nardan
Semadan mı indi bilmem ki nerden
Melekmi
hurimi birinden sandım
Resimcimi çizdi bu güzel yüzü
Keman gibi kaşı sürmeli gözü
Gayiptenmi geldi bu kimin kızı
Kızardı yüzleri arından sandım
Uyandım ki bütün cihan
başımda
Her kez ayık gezer benim dışımda
KUL KEMALİM bir kız
gördüm düşümde
Tövbe kurtulamam torundan sandım
25.6.2003
BANADURA
Bana dura derdik
domates oldu
Dillerim değişti ben değişmedim
Başıma bir sürü
zırvalık geldi
Yıllarım değişti ben değişmedim
Her
zaman haksızın hedefi oldum
Yakasından tuttum hakkımı aldım
Yaşadıkça kendi kendimi buldum
Rollerim değişti ben değişmedim
Yüreğimde sevgi herkese yetti
Turap oldu sinem mihmanlar
yattı
Düşmanımsın diyen elimi tuttu
Hallerim değişti ben
değişmedim
Muhtaç kişilere yardıma koştum
Muhabbet
denilen deryaya düştüm
Aşılamaz sanılan engeli aştım
Yollarım değişti ben değişmedim
KUL KEMALİM yasta sazımla
sözüm
Anadolu kokar benliğim özüm
Korlanır içimde hasretlik
közüm
Küllerim değişti ben değişmedim
8.7.2003
AMCA
Yaşlanmışsın amca dedi bir
güzel
Eyvah dedim yüzümede söylendi
Kurt düşmüş özüne
dökülmüş gazel
Eyvah dedim dizimede söylendi
Yeşerirdin
has bahçede biterdin
Bülbül olur yar bağında öterdin
Coşa
gelir gaseveti atardın
Eyvah dedim sazımada söylendi
Siyah saçarını etmişsin karlı
Belliki yaşantın çileli zorlu
Pantolon ütüsüz gömleğin kirli
Eyvah dedim bezimede söylendi
Sanki tanıyordu her şeyi bildi
Birde dalga geçti yüzüme
güldü
O şahin bakışın nerede kaldı
Eyvah dedim gözümede
söylendi
KUL KEMALİM neye doğdun gereksiz
Bir handasın
merteği yok direksiz
Dert kağnısı yol alırmı cereksiz
Eyvah
dedim mazımada söylendi
2002
KÖRPE GELİN
Niye dertli
duruyorsun
Kara gözlü kaşlı gelin
Eşinimi arıyorsun
İki
gözün yaşlı gelin
Haberin yok senin senden
Can ayrılmış
sanki tenden
Cahil körpe genç bir yandan
Zehir zıkkım aşlı
gelin
Yari almış mahpus damı
Benliğini sarmış gamı
Yapa yalnız kaldın hemi
Derdi başlı,başlı gelin
Af
çıkarsa kurtulacak
Kara talih yırtılacak
Derdin üstü
örtülecek
Senin işin mişli gelin
Baba kızmış kaçtı diye
Beni yıkıp geçti diye
Haysiyetim düştü diye
Olmaz içli dışlı
gelin
KUL KEMALİM bile,bile
Körpe ceylan düşmüş çöle
Korkarım ki kurt kuş ala
Yolun çakıl taşlı gelin
29.07.2003
EVLADA ÖVÜT
Ayağına taş değmeden
Prensipli yürü yavrum
Muhannete baş eğmeden
Yenmelisin zoru yavrum
Islak
çıkma kurusun baş
Kışın soğuk olur her taş
Hasta eder
giyersen yaş
Romatizma türü yavrum
Onurlu ol dürüst
yaşa
Emeğini verme boşa
Zarar verir kumar şişe
Olma kötü
biri yavrum
Adımını görerek at
Helal kazan huzurlu yat
Şeffaf olsun bütün hayat
Silmek çok zor kiri yavrum
Bir
torun ver kucağıma
Yolla baba ocağıma
Yasla göğsüm sıcağıma
Hazır orda yeri yavrum
KUL KEMALİM sevgi aşla
Sakın
kavga etme eşle
Aşkı doya,doya işle
Üzmeyesin yari yavrum
16.9.2003
İNANIRIM
Cennet ile cehennemi
Gördüğümde inanırım
Kapısından içeriye
Girdiğimde inanırım
Arasatın yolu nerden
Kavrulmadan yanıp nardan
Zebaniye
cevap sırdan
Verdiğimde inanırım
Hak deyince huzurunu
Zorlanınca hızırını
Çalışmadan hazırını
Derdiğimde inanırım
Sofu diye birileri
Övdü durdu perileri
Huri denen
karıları
Sardığımda inanırım
KUL KEMALİM sözüm sözdür
Benimkisi açık tezdir
Gücün varsa canlı gezdir
Vardığımda
inanırım
23.9.2003
BEN OZANIM
Ben ozanım pazarım var
Her terazi uymaz bana
Kainata nazarım var
Tadım bilen doymaz
bana
Meyve satmam arıtmadan
Arılayıp dur utmadan
Pazarlamam kurutmadan
Kimse kaşın eğmez bana
KUL
KEMALİM Pazar başım
Alim insan tatlı aşım
Ayan beyan her bir
işim
Aklı olan deymez bana
25.9.2003
DİVAN
Yanarım yar ateşine aşkın
için kor olurum
Al kalbinin içersine çıkarma hiç dışa beni
Ele bakar sanma sakın iki gözüm kör olurum
Yeter,ki yar kıymet
ver de çul yerine döşe beni
Yar sineye kabul etse deva için
can veririm
Yıldızlara çıksa bile yakın diye dem vururum
Yedi katlı gök yüzünü zorumsa mam tez varırım
Beni yenen hangi
güç ki lokma etsin dişe beni
Arşı küre düşman olsa
görünürmü gözlerime
Yeter,ki yar gülsün bana bir inansın
sözlerime
Fer gelecek biliyorum güçsüz kalan dizlerime
İster
kul diyerek satsın ister alsın eşe beni
KUL KEMALİM yandı
özüm çaresine bakılmaz,mı
Gel ağlama yandım diye buna yürek
yakılmaz,mı
Bir güzelin edasına bin bir yiğit yıkılmaz,mı
İster kartal diye büyüt ister benzet kuşa beni
25.9.2003
ELLİ YAŞ
Yaş elliye geldi gayrı korkulur
Bahar geçti
yazım geçti güz kaldı
Ne kazandın deme içim burkulur
Ahir
ete yedi metre bez kaldı
Ne ineğim oldu ne dana sattım
Ne davarım oldu çobana kattım
Neyim var neyim yok bir hesap
ettim
Culuh öldü tavuk yitti kaz kaldı
Aşımı pişirdim
denesi elden
Parasız getirttim suyunu gölden
Tuzu
çoraklıktan tadıda dilden
İki kaşık yedik üçe az kaldı
Nasip diye yavan ekmek geverdim
Böyle,böyle üç öğünü savardım
Çocuklardan ikisini everdim
Cehiz hazır bir yetişkin kız kaldı
KUL KEMALİM düğün dernek hanıya
Destan yaz ki eller seni
tanıya
Yozuclar koçla geldi kınıya
Davul ile zurna bulduk
saz kaldı
2003-10-02
KUSUR
Bakmam senin kusuruna
Hamsın daha yetmemişsin
Basmam ayak nasırına
Lal gibisin
ötmemişsin
Ne söylesem anlamazsın
İnat eder dinlemezsin
Kamil olsan kinlemezsin
Nefretini atmamışsın
Özün neyse
zikrin odur
Onun için aklın bodur
Kötü olmak daha nedir
Tesadüfen batmamışsın
Hocalıkla hacılıkla
Yatan duydum
bacılıkla
Fayda gelmez acılıkla
Tatlı yerden tutmamışsın
KUL KEMALİM güldüm geçtim
Nerde cahil ordan kaçtım
Sanmayın ki yüksek uçtum
Sen bu tadı tatmamışsın
2003.10.03
KOCA ÖMÜR
Bugün yarın derken
ömrümü yedim
Koca ömür geldi geçti hızınan
Mutluluk istedim
sade bir yudum
Onu bile tadamadım azınan
Çektiğim
çileler haddini aştı
Eksiği kalmadı doldu da taştı
Gönül bir
güzelin derdine düştü
Oda bana yarim demez özünen
KUL
KEMALİM gün görmedim süründüm
Kurtulam dedikçe derde büründüm
El gülüp oynadı ona yerindim
Yandım tüttüm içten içe közünen
21.10.2003
YAZIK OLDU GÜZ YAŞIMA
Yarin
özü yalan imiş
Yazık oldu göz yaşıma
Zehirleyen yılan imiş
Yazık oldu göz yaşıma
Vefasızın biri imiş
O aşkımın
kiri imiş
Oynamanın yeri imiş
Yazık oldu göz yaşımı
Altın sandım pahasını
Aramadım dahasını
Yırtmalıymış
yahasını
Yazık oldu göz yaşıma
KUL KEMALİM böyle sezdim
Suçlu gördüm destan yazdım
Ben kendimi boşa üzdüm
Yazık oldu
göz yaşıma
21.10.2003
NAZLI YARİN İZİNİ
Arıyorum nazlı yarin izini
Bir
hatıra bırakmamış yar bana
Yüreğime koyup gitti közünü
Bir
hatıra bırakmamış yar bana
Kokusunu övdüm çiçekler küstü
Gül dalında öten bülbüller sustu
Yine deli gönlü efkarı bastı
Bir hatıra bırakmamış yar bana
Çeşmelerin başlarında
oturdum
Yüz yuduğu yeri akla getirdim
Ağlayarak koca günü
bitirdim
Bir hatıra bırakmamış yar bana
Hayalime geldi
o güzel yüzü
Sevecen bakışı buğulu gözü
Yaşadığı yerde
silinmiş izi
Bir hatıra bırakmamış yar bana
Yarsız
yaşam sürmek nede zorumuş
Ayrı kalmak ateş imiş korumuş
Çapıt bağladığı ağaç kurumuş
Bir hatıra bırakmamış yar bana
KUL KEMALİM niye giydin karalar
Nere baksam hatırası
yaralar
Sanki yas tutuyor bizim yöreler
Bir hatıra
bırakmamış yar bana
21.10.2003
CUMHURİYET
Seksen yıldır gelişerek yaşıyor
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
İstikbal ilimde deyip koşuyor
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
Medeniyet muasıra götürdü
Kula kulluk yaşamını bitirdi
Özgürlükçü demokrasi getirdi
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
Şehit gazi tek vücuttuk
biridik
Atamızın ilkesinde yürüdük
Yurdumuzu canımızla
koruduk
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
Marşımızı yazdık
dağa taşlara
Özgürlük sağladık uçan kuşlara
Türklüğü
tanıttık gözü şaşlara
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
Bayrağımız ay yıldızla süslendi
Akan şehit kanı ile beslendi
ATATÜRK'ÜN ilkesine yaslandı
Cumhuriyet bizim onur belgemiz
KUL KEMALİM güneş ışık verdikçe
Ay şavgusu yıldızlara
vurdukça
Vazgeçmeyiz dünya baki durdukça
Cumhuriyet bizim
onur belgemiz
2002
DIŞARDA ARAMA
Dışarda arama kendi
kendini
Yüreğime yazdım adını yarim
Meyveleri tattım çiçek
kokladım
Hiç biri vermedi tadını yarim
Maziyi getirip
koyma önüme
Evirip çevirip dönme dünüme
Sana yar olalı
girmez anıma
Görmem senden başka kadını yarim
Ar
sayarım başkasına bakmayı
Getirmem aklıma senden bıkmayı
Razıyım yoluna ömür yakmayı
Özümde duyarım udunu yarim
Al sinemi verdim döşe yerini
Eş tutma kendine elin yarini
Mil çeker gözüme görmem birini
Severmiyim senden yadını yarim
İki cihan bir araya gelsede
Kaderim değişse yüze gülsede
Periler aşkıma köle olsada
İçimde duyarım odunu yarim
Ben ölmeden sen ölürsen derdinden
Küserim yaşama senin ardından
KUL KEMAL ölmezsem üç,ü dördünden
Verince ölürüm yedini yarim
18.11.2003
ÖMÜR KISA BEN YORĞUMUM
Yarına çıkacak halim kalmadı
Ömür kısa ben yorgunum yol uzun
Gözüm yolda beklediğim gelmedi
Ömür kısa ben yorgunum yol uzun
Nice dertler gördüm be
dünya sende
Mecal bırakmadı şu felek bende
Muradımı verde
alayım birde
Ömür kısa ben yorgunum yol uzun
Çektiğim
çileler haddini aştı
Altmış yetmiş seksen'ede ulaştı
Gönül
bir güzelin derdine düştü
Ömür kısa ben yorgunum yol uzun
KUL KEMALİM derki ben neler gördüm
Elem keder ile tükendi ömrüm
Güzelin birinden gönül diledim
Ömür kısa ben yorgunum yol uzun
1978
YUNUSUN İZİNİ GÖRDÜM
Barışın dostluğun
olduğu yerde
Ellerde yunusun izini gördüm
Sevgi aşıladı
gezdiği yurda
Yollarda yunusun izini gördüm
Haykırmış
Cihana Türkün dilinden
Bir dünya yaratmış sevgi selinden
Nefes almış Hacı Bek taş elinden
Dillerde yunusun izini gördüm
Yirminci asırdan daha öteye
Adını söyletti yedi kıtaya
Şiirleri şarkı oldu notaya
Tellerde yunusun izini gördüm
Ayırmazdı ırkı mezhebi dini
Kovmuştu içinden kibiri kini
Asa
ile gezmiş yurtta her yanı
Yıllarda yunusun izini gördüm
KUL KEMAL elime alınca sazı
Barışı çağırır türkünün özü
Ozanın avazı şairin sözü
Kullarda yunusun izini gördüm
2004
GÖRMEYİ BİLMİYORSUN
Gözlerime bakıp ta aşkımı
görmüyorsan
Kusur sende sevgilim görmeyi bilmiyorsun
Açtım
gönül bağımı gülümü dermiyorsan
Hata sende sevgilim dermeyi
bilmiyorsun
Uzak değil diz dize gölgem gibi yanımda
Daha yakın nefessin benliğimde canımda
Bedenimin içinde
damarımda kanımda
Sinem senin sarayın girmeyi bilmiyorsun
Yirmi yılı aşkındır sen tabipsin yarama
Her gün tahlil sonucun
acılı bir dırama
Dertlerimin çaresi dudağında var ama
Busen
ile yaramı sarmayı bilmiyorsun
Saçlarıma ak düştü derde
deva diyerek
Bir tanemsin demedin kulaklarım duyarak
Koca
ömür geçtide elli yılı sayarak
Sensiz an'ım geçtimi sormayı
bilmiyorsun
Sen mutluyken mutluyum yoksa yaşam gereksiz
Gidip sana hapsoldu yaşıyorum yüreksiz
Hayatın anlamı yok ömrün
sonu ereksiz
Gidişata bir düzen vermeyi bilmiyorsun
Beni benden alıyor nefesiyin sıcağı
İçten içe yanıyor bu
gönlümün ocağı
KUL KEMALİM gel diye açtım sana kucağı
Sen bu
gönül hanemde durmayı bilmiyorsun
05.04.2004
YAZAR
İster bilip ister bilmeden konuş
Levhü kalem suçu
yazar mı yazar
Müşkülünü gidip alime danış
Cahilin hatası
uzar mı uzar
Emek vermeyince mahsul alınmaz
Eldeki
yitmeden kıymet bilinmez
Gel ol deme yinen mürşit olunmaz
Arifler süzekten süzer mi süzer
İyi düşün taşın yaptığın
işi
Kendi saygısını kazanır kişi
Önce sen yorumla gördüğün
düşü
Mayası bozulan azar mı azar
Ne suça taraf ol, nede
af dile
Gırtlak boğum,boğum demişler kula
Kişi kazancını
verirse yele
Gün gelir kendini üzer mi üzer
Lafın
gerisini duymadan coşan
Hıyarım diyene tuz alıp koşan
Dibi
görünmeyen deryaya düşen
Akıntıya karşı yüzer mi yüzer
Arifler ceminde sohbete eyil
Uyuma KUL KEMAL uykudan ayıl
Yerin başta olsun ayakta deyil
Mana muammayı çözer mi çözer
2.6.2004
YARATAN SENİ
Gözlerine baktım yanar dağa
eş
Hardan mı yarattı yaratan seni
Bakışların şimşek dudağın
ateş
Kordan mı yarattı yaratan seni
Selvi boyun sırma
saçın tel midir
Dilin tatlı şerbet midir bal mıdır
Yanakların gonca mıdır gül müdür
Nurdan mı yarattı yaratan seni
Tenin el deymemiş sanki beyaz kar
Varlığımı versem sana
azdır yar
Ne hikmetse her güzellik sende var
Sırdan mı
yarattı yaratan seni
Bu sırrı gerçeğe ermeli dedim
Yarin huzuruna varmalı dedim
Rengi nerden almış sormalı dedim
Nardan mı yarattı yaratan seni
KUL KEMALİM nüfusumda
adımsın
Tanrıdan gelensin sırra gadimsin
Damağımın zevki
ağız tadımsın
Ordan mı yaratı yaratan seni
8.9.2004
BİR DEMET GÜL
Bir demet gül verdi
toplamış kırdan
Gül güzeldi yarim daha güzeldi
Çiçeğe
bezenmiş dal sandım birden
Dal güzeldi yarim daha güzeldi
Renkleri beyazlı sarılı allı
Papatya gibiydi içinde belli
Gönlümü hoş tuttu tatlıca dilli
Dil güzeldi yarim daha güzeldi
Ağ gerdana pullu yazmayı sardı
Yarim gelir diye bir sofra
serdi
Dudağına kiraz rengini verdi
Al güzeldi yarim daha
güzeldi
On dördünde aya benzemiş yüzü
Güneş gibi sıcak
parlayan gözü
KUL KEMAL kendime seçtim bu kızı
El güzeldi
yarim daha güzeldi
10.9.2004
SENİ GÖRÜNCE
Karşıma çıkınca bir
ilah gibi
Sevmeyi öğrendim yari görünce
Dünya zorbasına
boyun eğmezdim
Eğmeyi öğrendim yari görünce
Güneş olsam
yer yüzüne doğmazdım
Ağ gül olsan gök yüzüne çöğmezdim
Yağmur olsam toprağına değmezdim
Yağmayı öğrendim yari görünce
Hiçbir sevda beni boğmaz diyordum
Ok olsada kirpik değmez
diyordum
Bedenim cihana sığmaz diyordum
Sığmayı öğrendim
yari görünce
KUL KEMALİM Güneş benden ferahtı
Dingin
olmak yıldız kadar ıraktı
Nefse uymak benim için meraktı
Boğmayı öğrendim yari görünce
28.9.2004
UÇARAK GEL
Çok özledim yarim seni
Uçarak gel geleceksen
Sarmam için gül sineni
Açarak gel
geleceksen
Sivasdan çık tan atarken
Anca gelin gün
batarken
Saklı,saklı el yatarken
Geçerek gel geleceksen
Eşarbını iyi dola
Sakınarak yürü yola
Açığını verme ele
Kaçarak gel geleceksen
Ellerine yakıları
Ak gerdana
takıları
Gül sinenden kokuları
Saçarak gel geleceksen
Saçlarında güllerinle
Sarmak için kollarınla
Aşk meyini
ellerinle
İçerek gel geleceksen
KUL KEMAL den uzak
kalma
Engellerden korkup yılma
Zarar veren yoldan gelme
Seçerek gel geleceksen
29.9.2004
ÖZLEMİŞİM
Yar gerdana incileri
Takışını özlemişim
Ok kirpiği yüreğime
Çakışını özlemişim
Ağ gerdana fular takıp
Saçlarını bele döküp
Kaşlarına
sürme çekip
Çıkışını özlemişim
Girsem diye kollarına
Sarsan diye bellerine
Kınaları ellerine
Yakışını özlemişim
KUL KEMALİM nazlı,nazlı
Salınırken pozlu,pozlu
Kaş
altından gizli,gizli
Bakışını özlemişim
10.6.2004
AÇTIM ERENLER
Gönül hanesini açtım erenler
Yunusun
gönlünü açtığı gibi
Karanlık ruhuma bir güneş doğdu
Mevlalın
nurunu saçtığı gibi
Turap oldu özüm ilahi aşka
Tanımam
aşığı mecnundan başka
Bir virane yeter götürme köşke
Bülbülün vatanı seçtiği gibi
Gelmesin başıma arlık istemem
Sevgisiz saygısız yarlık istemem
Olmasın cihanda varlık istemem
Ekmeden biçenin biçtiği gibi
Muhabbeti haktan kelamı nurdan
Sohbet eder iken mey geldi pirden
İçince mest oldum şarabı
sırdan
Müminin kevseri içtiği gibi
KUL KEMAL dört kapı
hakkın kapısı
Oradan geçer evliyanın hepisi
Muhammet ustası
Ali tapusu
Sırrı hakikatten geçtiği gibi
23.12.2004
NOSTARJİ
Bıldır gel demiştim kuşluk zamanı
Ne gelirim
dedin ne gelmem dedin
Al demiştim başımdaki dumanı
Ne alırım
dedin ne almam dedin
Gadanı belanı alırım dedim
Yollarına kurban olurum dedim
Selamın gelmezse ölürüm dedim
Ne salarım dedin ne salmam dedin
Tavatır dertlerim varidi
benim
Yolum çakıl taşlı kar idi benim
Bir tek dileğim var
yar idi benim
Ne olurum dedin ne olmam dedin
Ceht ettim
sevgilim kavlimden dönmem
Kasırgalar gibi eserim dinmem
Gül
var iken söğüt dalına konmam
Ne bilirim dedin ne bilmem dedin
KUL KEMAL im can veririm ahtıma
Henden başkasını almam
tahtıma
Gönül gemisini çektim rıhtıma
Ne dolarım dedin ne
dolmam dedin
16.10.2004
TERAZİ
Kovu gıybet
edip,vebale girmez
Özünde terazi varsa kişinin
Sohbetinin
sonu çıkmaza varmaz
Sözünde terazi varsa kişinin
Lafın
irisin geriye saklar
Karartmaz or|amı meydanı paklar
Elde
suç ararken kendini yoklar
Yüzünde terazi varsa kişinin
Ehilin sohbeti gıdalı aştır
Sanatın aynası yapılan iştir
Ayağı kemlikten koruyan baştır
İzinde terazi varsa kişinin
Haksızı gördükçe kanıyor yaram
Parça parça sarar sinemi berem
Zerre kadar geçmez hakkına haram
Gözünde terazi varsa kişinin
KUL KEMAL im söyler aktan karadan
Kul hakkıyla gelme diyor
yaradan
Gerçek ozan fire vermez daradan
Sazında terazi varsa
kişinin
18.11.2004
BİRİ İNDİ BİRİ BİNDİ
Biri bindi biri indi boynumdan
Ne
cokey değişti ne at değişti
Kemirdikçe yara çıktı koynumdan
Ne pire değişti ne bit değişti
Kurt sürüye daldı çobanı
kaçtı
Kartal leşi kaptı yükseğe uçtu
Davarın firesi yarıyı
geçti
Ne çoban değişti ne it değişti
Acı soğan dürdük
ekmek arası
Yoksulluk rezillik günün mirası
Daire parasını
geçti kirası
Ne kondu değişti ne kat değişti
Kazandığım
geçimimi sağlamaz
Yavan yerim ekmeğimi yağlamaz
Vekil dedi
bu iş bizi bağlamaz
Ne kafa değişti ne zat değişti
Sağılacak mal yerine koydular
KUL KEMAL im emeğimi soydular
Kıraç tarla susuz yerde yaydılar
Ne sürü değişti ne ot değişti
7.12.2004
BAŞINA BİR İŞ GELİRSE
Yarim sensiz yaşayamam
Başına bir iş gelirse
Yokluğunu taşıyamam
Başına bir iş
gelirse
İsyan eder bu cihana
Göz yaşlarım döner kana
Ceza verir canım cana
Başına bir iş gelirse
Karalara
belenirim
Ufalırım elenirim
Öksüz gibi dolanırım
Başına
bir iş gelirse
KUL KEMALİ no'lur dinle
Yaşamam sensiz
anla
Al beni de götür senle
Başına bir iş gelirse
9.11.2004
AGACIN ÖZÜNE
Ağacın özüne çürük
düşerse
Yaprağı dökülür gül zara düşer
Afet olup deli poyraz
eserse
Gövdesi sallanır dal zara düşer
Çiçekler solarsa
zamandan önce
Düşünmek gerekir inceden ince
Kamil olan çözer
bu işi anca
Cahile danışan dil zara düşer
Laftan
anlamaza sözünü deme
Salarsın kendini efkâra gama
Davetsiz kimsenin malını yeme
Ağzını acıdır bal zara düşer
Er vakitte işe başla iş bitir
Haklı kazan eve helali götür
Meclise girince edepli otur
Edebi yitirmen yol zara düşer
KUL KEMAL konuşma inmeden öze
Bırak,ki hal ehli başlasın söze
Sohbete girmeden düzen ver saza
Sesin ayrı öter tel zara düşer
24.02.2005
YAKSIN YARİM
Aşkın beni
yakacaksa
Yaksın yaksın,yaksın yarim
Kündeleyip yıkacaksa
Yıksın yıksın,yıksın yarim
Her çileni aldım göze
Gerek
yoktur başka söze
Derdim binden bin beş yüze
Çıksın
çıksın,çıksın yarim
Yüzüm gülmez sorman niçin
Yanıyorum
için,için
Göz yaşlarım senin için
Aksın aksın,aksın yarim
Başındaki poşuyu aç
Yele karşı savrulsun saç
KUL KEMAL
in önünden geç
Baksın baksın,baksın yarim
29.03.2005